AVRUPA BİRLİĞİ KONULU birliğimizin 17 mart 2007 cumartesi günkü olağan toplantısının analizi
Sanal spastikler birliğinin haftalık olağan toplantılarının 17 mart 2007 cumartesi günkü bölümünde ülkemiz gündemini 60 yıldır meşgul eden ve yılan hikayesine dönen Avrupa birliği konusunu birde biz spastik engelliler açısından ele almak istedik ve bu konuyu görüştük, sitemize ve spastik engelli insanlara ilgi duyanlar için toplantımızdan elde edilen sonuçları aktarmak ve analiz yapmak istiyorum
Sonuç: 1. AB'ye giriş sürecinde devlet yapımızdan kaynaklanan bir takım sorunlar olduğu bir gerçektir, Devlet yapısı ve sistem yeniden gözden geçirilmelidir
Sonuç: 2. toplumumuzun büyük bir bölümü henüz AB normlarına uyabilecek, bu normları içine sindirip uygulayabilecek kapasiteye ulaşmamış, hatta bu Kapasiteden çok uzaktır, toplumumuzun bu kapasiteye Ulaşması için başta eğitim sistemi değiştirilmeli, ezbere dayalı eğitim sistemi yerine çocukların araştırmacı kişiliğini ve hayal gücünü geliştirmeye yönelen bir eğitim sistemi getirilmelidir, ayrıca sivil toplum örgütlenmeleri teşvik edilmeli, insanlarımızın bu örgütlenmelere katılarak aktif görevler almaları sağlanmalıdır, bununla da kalmayıp toplumumuzu sanatın her dalına ve okuma alışkanlığına teşvik edebilecek çeşitli önlemler alınmalıdır, ayrıca düşünce ve ifade özgürlüğünün önündeki tüm engellemeler kaldırılmalı ve toplumumuzun her konuyu açıkça sorgulaması sağlanmalıdır, bu önlemlerle toplumumuzun kısa zamanda üst düzey bir AB toplumu seviyesine ulaşması ve üst düzey bir demokrasi kültürüne ulaşması mümkündür
Sonuç: 3. hepimizin kabul etmesi gerektiği gibi AB'ye katılımımızı zorlaştıran bir diğer unsur ise ülkemizin coğrafi konumu ve ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğunun müslüman oluşu ve Atatürk devrimlerinin ardından 80 yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen kökten dincilik tehlikesinin halen sürmesidir, bu tehlikeden kurtulabilmek ve dünya kamuoyunda çağdaş, laik bir ülke imajı yaratabilmemiz için Din ile devlet işlerinin tamamen ayrılması, okullardaki zorunlu din dersinin kesin olarak kaldırılması, Diyanet işleri başkanlığının tasfiye edilerek dinin özel vakıflara devredilmesi, kökten dinci gruplarla kesin, net ve kararlı bir mücadeleye girişilmesi gerekmektedir, yukarıda sözü edilen maddeler uygulandığında hiç şüphesiz dünya kamuoyunda ve AB ülkelerindeki imajımız birkaç yıl içinde değişmeye başlayacak ve AB içerisindeki çatlak seslerin azaldığı görülecektir
Sonuç: 4. ülkemizin AB ile entegre olmasının önündeki büyük engellerden biri ve ülkemizin de en büyük sorunu olan istihdam sıkıntısı, gelir dağlımı adaletsizliği, kişi başına düşen milli gelirin azlığı ve ülkemizdeki bölgesel ekonomik farklılıkların eşine az rastlanır boyutlarda olmasıdır. Ülkemizde genç nüfusun çokluğu ve bu genç nüfusa rağmen her 7 kişiden birinin işsiz, çalışanların büyük bir bölümünün ise açlık sınırında ve işsiz kalma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu düşünülürse AB'nin Türkiye*yi bu haliyle bünyesine dahil etmesi halinde nasıl bir yük üstleneceği açıkça görülmektedir ve bu durum düzelmediği sürece AB'nin ülkemizi kabul etmekten kaçınması gayet doğaldır, bu nedenle öncelikle doğu, güneydoğu ve karadeniz bölgelerinden başlamak üzere istihdam alanında teşvikler ve reformlar yapılarak ülkemizin bu sorununa bir an önce çözüm bulunmalıdır
Tespit: sanal spastikler birliğinin 17 mart 2007 cumartesi günkü haftalık olağan toplantısından çıkan sonuca göre ülkemizin AB'ye entegre olabilmesinin şu anki durum değişmediği sürece çok zor hatta imkansız olduğu ne yazık ki kabul edilmesi gereken bir gerçektir ancak yukarıdaki tedbirler uygulandığı taktirde kısa zamanda AB'ye üye ülkeler statüsünde olmamız kaçınılmazdır. Saygılarımla.
SANAL SPASTİKLER BİRLİĞİ KURUCU ÜYELERİNDEN
ERGÜL DAĞCI